Sevmiş ve Sevilmiş Olmak

Sevmek, bir insanın yaşayabileceği en saf duygudur. Ama bir insanın yaşayabileceği en saf duygudur. Bizler çıkar ve menfaat üzerine severiz; öyle ki sadece dünyalık için değil, öbür dünya için de Tanrı'dan ya korkarız ya severiz. İşte, benim menfaat diye bahsettiğim bu kadar ucu açık bir meseledir.

Ben size aklınızda inşa ettiğiniz insan modelini sunamadığım ve bunu destekleyemediğim için üzgünüm. Ancak insanlar budur; menfaatlerimiz ve zevklerimiz için severiz. Öyle ki bu mekanizma bizi hayatta tutan yegâne unsurdur. Kendi kendimizi yok etmemizin önüne geçecek olan zevk ve acı mekanizmasıdır. Bunu çok küçük bir örnekle anlamanızı sağlayayım:


Neden durduk yere elimi ateşe sokmuyorum? Çünkü acı hissedeceğim ve kendime zarar vermiş olacağım. Kendime zarar vermekten korkmamın nedeni, kendi benlik mekanizmamdır; ve acı mekanizması da benlik duygumu destekler durumdadır. Aynı şekilde zevk mekanizması, size bu yazdığım yazıyı paylaşmamı, bu yazıyı yazmamı ve bu yazıyı yazmam için gösterdiğim çabayı da destekler.

Zevklere ve acılara sahip olmamız utanılacak bir şey değil, çünkü herkeste olmalıdır da. Çünkü bir insanın yapabileceği her şey bu duygulara bağlıdır. Sevmek zevk ile başlar, sevmek ayıp değildir. Ama sevmiş ve sevilmiş olmak, hepsinden ayrıdır.

Bir kupayı sevebilirsiniz, ama o kupa sizi sevemez, değil mi? İşte, karşılıklı sevgi diğerlerinden her zaman farklıdır. "Karşılıklı çıkar işte" diye tanımlamak kolaydır ama bazen sadece birisi sizi sevdi diye, aslında umurunuzda olmayan şeyleri çıkar belirlersiniz. Bu, sevgiye ve ilgiye muhtaç olduğunuzu açıklar.

Her karşılıklı sevgide bir taraf daha çok sever; gittiğinde o daha çok üzülür. Daha çok sevmek, sevgiyi en çok belli etmek değildir; içten içe sevmek de olabilir.

Sevmek, insanların lanetli olduğunun bir kanıtıdır resmen. Az önce "sevmek ayıp değildir" dedim, nasıl olur da şimdi lanetli derim, değil mi? Sevmek sadece basit bir örnektir; bu, insanların zevk ve acı mekanizmasını açıklayan ve herkesin yaşadığı ortak bir duygudur.

Bizler düşünmüyoruz; bizler sadece gördüğümüz farklı gerçekleri bir araya toplayarak yalanlar uyduruyoruz. Biz hiç olmayacak şeyleri düşünemeyiz. İnsanlar daima olma ihtimali olan şeyleri düşünür; bu yüzden de yokluğun ne olduğunu bilemeyiz. Ondan ölümden korkarız zaten.

İşte tam da bu yüzden lanetliyiz. Duygularımız olmadan, bir şeyden acı veya zevk duymadan ne yapabiliriz ki? En duygusuz insanlar bile hisseder. Duygu, insanı lanetler.

Haziran 2023

Yorumlar